Bizden Haberler

Sandalyelerin boyu mu kısaldı?


Hep anlatılır, eskiler "kızı sandalyeye oturtacaksın, ayakları yere değiyorsa evlenme vakti gelmiştir" derlermiş.

Annem öksüz kalınca, dedesi ile birlikte yaşayan dayısının yanında büyümüş. Yengesi 13 yaşında annemin dayısına kaçmış. Kaçmış kaçmasına ama ninem onu oğlunun yanına yaklaştırmamış hiç. 3 yıl böyle geçtikten sonra bakmışlar ki kızın boyu oğlanın boyunu da geçiyor, evlendirmişler. Ben onları dedem ve anneannem bildim. Anneannem dedemden en az on beş santim uzundu. Demek ki erkenden sandalyede ayakları yere değmiş.

İstatististikler Türk halkının ortalama boyunun 167 santim olduğunu gösteriyor, bu rakam gençlerde 167.5 santim. Bir gerçek var ki sandalyelerin boyu uzamadıysa kızların ayakları giderek daha çabuk yere değecek.

Son günlerde ayrı ayrı yerlerde bu sorunun iki boyutu karşıma çıktı.

Birincisi Mustafakemalpaşa'nın Taşpınar Köyü Ortaokulu'nda (!) evli bir çiftin okula devam ettiğini, bir kızın da askerden dönen sevgilisiyle evlendiğini ve okulu bitirmek üzere olduğunu öğrendim.

Bu köye seçim propagandası döneminde CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir'in de uğradığını hatta AKP'ye çıkan bir kaç oyun haricinde (onlar da kamu görevlilerinden gelmiş olmalı) tamamının CHP'ye oy verdiğini duymuştum.

Kimseyi ötekileştirmek gibi bir huyum ve niyetim olmadığından bu köyün Alevi köyü olduğunu da belirteyim. O köyden özel eğitim ve rehabilitasyon merkezimize gelen çocuklar olduğundan çok sayıda velimiz ile yakın ilişkilerim var. Sorduğumda hiç birinin bu tür ilişkileri onaylamadığına dikkat ettim.

İkinci boyutunu da sosyal hizmet uzmanları ileti grubunda bir süredir tartışıyoruz; bu çocuklar (gelinler) hamile kaldıklarında ne yapmalı, nasıl yapmalı?

Doğurmaları için yardım mı etmeli yoksa Cumhuriyet Savcısının dediği gibi; hastane koşullarında uzman bir hekim tarafından gereği neyse o mu yapılmalı?

O küçücük beden, henüz doğurmak için gereken fiziki kapasiteye sahip olmayan o minik kız, bekleme odasına canhıraş bağırışlarla bebeğin gelmesini mi beklemeli yoksa bebeğin sağlığını da göz önüne alarak sezeryanla mı doğum yapmalı?

Neresinden bakarsanız bakın insanın doğasına aykırı bir gerçeklik değil mi bu? Bu memleketin kanunlarının yasakladığı bir şey değil mi?

Daha çocukluğunu yaşamamış bir çocuğun anne olma sorumluluğunu nasıl taşıyacağını düşünebiliyor musunuz?

Neden ciddi bir yaptırım uygulanmaz?

Yine söylemeden duramayacağım, 150 hanelik bu koca köyde neden bir sağlık ocağı yok?

Haftada bir gün ilçeden gelecek hekim, hangi hastasını ne kadar tanır, ne kadar izler?

Sağlığı dönüştürürken kırsalı, köyleri ne kadar ihmal ettiğimizin farkında mısınız?

Neyse ki köye büyük bir cami yapıldı, henüz cemaati yok ama olsun, bir gün dolar nasıl olsa. 

.

Whatsapp Destek

Öznur Yağcı

Merhaba

Size nasıl yardımcı olabilirim?